DEKORASYON
PAŞABAHÇE MAĞAZALARINDA YER ALAN;
Paşabahçe Mağazaları, gastronomi alanının en önemli isimlerinden Emel Başdoğan’ın tasarladığı yeni ürünleri tüketicilerle buluşturuyor. Farklı tasarım arayan müşterilerin ilgisini çekecek bu ürünler, meyve sebze figürleri ve sağlıklı tarifleriyle günün her öğününde sofralara lezzet ve renk katıyor.
Paşabahçe Mağazaları’nda yer alan; Türkiye’nin önde gelen sanatçılarının özgün tasarım ve çizimlerine yer verilen “İmza Serisi”, gastronomi alanının en ünlü isimlerinden Emel Başdoğan’ın yeni tasarımlarıyla zenginleşiyor.
Rengârenk sebzelerden ve tatlılardan esinlenerek tasarlanan meze tabakları, tatlı tabakları ve kahvaltı seti eğlenceli desenleriyle dikkat çekiyor. Emel Başdoğan’ın tasarladığı ürünlerde en ilgi çeken farklılık ise ürünlerin arkalarında yer alan pratik, leziz ve en önemlisi sağlıklı tarifler.
Emel Başdoğan‘ın sebze desenleriyle bezeli ‘Hafifleten Mezeler 4’lü Tabak Seti’, sofraların olmazsa olmazı mezelerin sunumuna renk katarken, arkasında bulunan sağlıklı tarifleriyle ilham veriyor.
‘Çay Saati 4’lü Tabak Seti’ birbirinden keyifli pasta desenleriyle çay saatlerine eğlence katarken, formuna ve sağlığına düşkün olanlar için son derece sağlıklı tatlı tarifleri sunuyor.
Emel Başdoğan imzası taşıyan bir diğer ürün ‘Mucize Kahvaltı Seti’ ise ‘ekmeksiz ekmek’ tarifi ile şaşırtıyor.
Uzun yıllardır gastronomi alanında yaptığı işlerle adından söz ettiren Emel Başdoğan’ın yepyeni ürünlerine Paşabahçe Mağazaları ve www.pasabahcemagazalari.com adresinden kolayca ulaşabilirsiniz.
Emel Başdoğan Kimdir?
Türkiye’nin ilk yemek dergisini çıkaran ve ilk pastacılık ansiklopedisini yayınlayan Emel Başdoğan, dünyadaki okul eğitimli ilk sekiz food stylistten biridir. Türkiye’de ve dünyada hiçbir sanayi ürünü kullanılmadan üretim yapan ilk pasta butiğini kuran ve temalı pasta yapımını öğreten ilk Türkçe kitabı yazan Başdoğan 1997-2015 yılları arasında hazırlayıp sunduğu yemek programlarında “Lezzet, sağlık ve düşük kalori bir arada olabilir” anlayışını benimsemiştir. 11 adet yemek ve pasta kitabı bulunan yazarın, çeşitli dergilerde yayınlanmış beslenme konusunda makaleleri ve yemek kritikleri vardır. Obeziteyi sağlık ve lezzet ile durduracak inovatif bir ürün yelpazesi geliştirmiştir.
PAŞABAHÇE MAĞAZALARI’NDAN
“GÖBEKLİTEPE FİGÜR” ve “ GÖBEKLİTEPE DİKİLİTAŞ OBJE”
Paşabahçe Mağazaları, evrensel dünya mirasına sahip çıkacak bilinci oluşturmak, çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve tarihi değerleri yaşatmak ve daha geniş kitlelere tanıtılabilmek için ‘Camda Dünya Mirası’ koleksiyonunu tarih ve sanatseverlerle buluşturuyor. Bu koleksiyonda dünyanın en eski tapınak merkezi olarak kabul edilen Göbeklitepe’ye ait eserler de gün ışığına çıkıyor.
Özgün tasarım anlayışı ile Paşabahçe Mağazaları, ‘Camda Dünya Mirası’ koleksiyonunda yer alan ‘Göbeklitepe Figür’ ve ‘Göbeklitepe Dikilitaş Obje’yi tarih ve sanatseverlerin beğenisine sunuyor.
‘Göbeklitepe Dikilitaş Obje’, tapınaklarda bulunan T biçimindeki sütunlarda görülen el, kol tasvirlerinden ve sütunlar üzerinde işlenmiş hayvan rölyefleri ve soyut sembollerden esinlenilerek tasarlandı. Taş devrinden kalma bu tapınakların yapılış biçiminde ortak bir özellik göze çarpmaktadır. T biçiminde sütunlar ile çevrilmiş tapınakların merkezinde iki T biçiminde sütun karşılıklı olarak yer almaktadır. T biçimindeki sütunlarda görülen el ve kol tasvirleri nedeniyle, sütunların stilize edilmiş insan formları olduğu düşünülmektedir. Sütunlar üzerinde, işlenmiş hayvan rölyefleri ve soyut semboller mevcuttur. Üretimi 2.000 adetle sınırlı, el imalatı camdan üretilen Göbeklitepe Dikilitaş Obje ‘pate de verre’ tekniği ile şekillendirildi.
Şanlıurfa Müzesi’nde bulunan dünyanın en eski tam boy heykelinin modelinden esinlenilerek tasarlanan ‘Göbeklitepe Figür’ ise el imalatı camdan üretildi ve ‘pate de verre’ tekniği ile şekillendirildi.
Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında yer alan Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, 1963 yılında İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedildi. Alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başladı. Bu çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12000 yıl öncesine uzanan bir kültür merkezi olduğu anlaşılmıştır.
PATARA’NIN 2 BİN YILLIK DENİZ FENERİ CAMDA DÜNYA MİRASI KOLEKSİYONU’NDA
Paşabahçe Mağazaları, Türkiye’nin tarihi ve kültürel varlıklarından ilham alınarak tasarlanan Camda Dünya Mirası koleksiyonuna yeni ürünler eklemeyi sürdürüyor. Roma İmparatoru Neron tarafından Patara Limanı’na yaptırılan en eski deniz fenerinden ilham alınarak tasarlanan Patara Deniz Feneri obje, Paşabahçe Mağazaları’nda tarih severleri bekliyor.
xx.01.2018 – Anadolu topraklarında binlerce yıldır var olmuş uygarlıkların kültürel ve sanatsal birikimini gelecek nesillere aktarmak adına çalışmalarını sürdüren Paşabahçe Mağazaları, “Camda Dünya Mirası” koleksiyonundaki ürünlerine Patara Deniz Feneri’ni ekledi.
Fethiye-Kalkan arasında Xanthos vadisinin güneybatı ucunda bugünkü Ovagelemiş Köyü’nde yer alan Patara Antik Kenti’ne, Roma İmparatoru Neron tarafından 2 bin yıl önce yaptırılan deniz fenerinden esinlenerek tasarlanan ‘Patara Deniz Feneri’ obje el imalatı lacivert camdan üretildi. Üzerindeki rölyef desenlerin tümü el işçiliği ile platin ve eskitme boyalar kullanılarak dekorlanan ‘Patara Deniz Feneri’’nin üzerine bordür olarak işlenen yazıt, Neron Claudius, “İmparator Claudius’un oğlu” anlamına gelmektedir.
Likya Uygarlığı Antik Kentleri, 2009 senesinde UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dâhil edildi. Patara Antik Kenti, Likya Birliği’nin başkentliğini yapmış, üç oy hakkı ile dünyanın ayakta kalan ilk meclis binasına sahip en önemli altı kentinden biridir. Xanthos vadisinde denize açılabilecek tek yer olması nedeniyle tarih boyunca önemli kent olma özelliğini her çağda devam ettirmiş olan Patara’nın, MÖ 8. yüzyılda var olduğu, yapılan kazılar sonucu ele geçen somut verilerle kesinleşmiştir.
Ortak mirasımız olan evrensel değerler ile kültürel ve tarihi varlıklarımızı yaşatmak, bu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak amacında olan Paşabahçe Mağazaları; çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve tarihi değerlerimizin yaşatılması ve daha fazla kitlelere tanıtılabilmesi için Şişecam Topluluğu’ndan aldığı güçle çalışmaya devam ediyor. Paşabahçe Mağazaları bugüne kadar 13 adet Tarih-Kültür ve Cam koleksiyonunu sevenleri ile buluşturdu. Koleksiyonları incelemek için Paşabahçe Mağazaları’nı ve www.pasabahcemagazalari.com internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
CAMDA DÜNYA MİRASI KOLEKSİYONU’NDAN TARİH VE SANATSEVERLERE “TROYA SİKKE”
Paşabahçe Mağazaları, Türkiye’nin tarihi ve kültürel varlıkları ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Camda Dünya Mirası’ koleksiyonu ürünlerini tarih ve sanatseverler ile buluşturmaya devam ediyor.
Paşabahçe Mağazaları, “Camda Dünya Mirası” koleksiyonu ile Türkiye’nin eşsiz kültürel mirasını gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. 2018 yılının UNESCO tarafından Troya yılı ilan edilmesinin ardından Paşabahçe Mağazaları da Troya yılına özel olarak tasarladığı Troya Sikke Cam Obje’yi tarih ve sanat tutkunlarıyla buluşturdu.
Tunç Çağı’nda Ilyada Destanı’na konu olan, dünyaca bilinen Troya Savaşı’nın geçtiği Troya veya Truva kenti, Kaz Dağları’nın eteklerinde, Çanakkale ili sınırlarında bulunuyor. Troya Savaşı Yunan mitolojisinde Troyalı Paris’in Sparta Kralı Menelaos’un karısı Helen’i kaçırması sonucunda Yunanlıların Anadolu’daki Troya kentine saldırmasını konu alan bir savaş olarak öne çıkıyor.
Troya Sikke Cam Obje’de, Troya’nın Roma İmparatorluğu döneminde basılmış Troya Savaşı konulu 2 bronz sikkeden alınan figürler kullanıldı. Cam sikkenin bir yüzünde, elinde kalkan tutan Troya kahramanı Hektor’un düşman Akha gemilerine meşale fırlatma sahnesi, diğer yüzünde ise Hektor’un atlı araba sahnesi yer alıyor. Her iki yüzde de EKTΩP IɅIEΩN (Hektor – Illıonluların) yazısı bulunuyor.
El imalatı camdan yalnızca 2000 adet üretilen, ‘pate de verre’ tekniği ile şekillendirilen ve ayak kısmında Teos yeşili mermer kullanılan Troya Sikke Cam Obje Paşabahçe Mağazaları’nda tarih ve sanatseverlerin beğenisine sunulmaya devam ediyor.
PAŞABAHÇE MAĞAZALARI, ‘URARTU VAZO’ İLE TARİHİ GÜNÜMÜZE TAŞIYOR
Koleksiyonları ile Türkiye’nin eşsiz tarihi ve kültürel mirasını bugüne taşıyan Paşabahçe Mağazaları, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen ve M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen Urartular’a ait bir lahitten esinlenerek tasarlanan Urartu Lahit Vazo’yu tarih ve sanatseverlerle buluşturuyor.
Butik tasarımlarında Türkiye’nin tarihi ve kültürel varlıklarından esinlenen Paşabahçe Mağazaları, üzerinde Urartular’ın en önemli iki tanrısı olan Haldi ile Teişeba’nın karşılaşma sahnesinin resmedildiği Urartu Lahit Vazo’yu tarih ve sanat tutkunlarıyla buluşturuyor.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen, M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenen Urartular’a ait bir lahitten esinlenerek tasarlanan Urartu Lahit Vazo, el imalatı krem opal camdan üretildi. Sadece 2 bin adet üretilen vazonun üzerindeki rölyef desenlerin tümü el işçiliği ile altın yaldız ve eskitme boyalar kullanılarak dekorlandı.
Doğu Anadolu’da yaşamış ilkçağ ulusu olan Urartu Devleti, en parlak döneminde (M.Ö. 9. yüzyıl) Hazar Denizi´nden Malatya´ya kadar uzanan alanda egemenlik sürüyordu. Başkenti Tuşpa (Van) olan devletin kuzey sınırları Erzurum ve Erzincan´a, güney sınırlarıysa Musul ve Halep´e kadar uzanıyordu.
Ortak mirasımız olan evrensel değerler ile kültürel ve tarihi varlıklarımızı yaşatmak, bu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak amacında olan Paşabahçe Mağazaları; çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve tarihi değerlerimizin yaşatılması ve daha fazla kitlelere tanıtılabilmesi için Şişecam Topluluğu’ndan aldığı güçle çalışmaya devam ediyor. Paşabahçe Mağazaları bugüne kadar 13 adet Tarih-Kültür ve Cam koleksiyonunu sevenleri ile buluşturdu. Koleksiyonları incelemek için Paşabahçe Mağazaları’nı ve www.pasabahcemagazalari.com internet sitesini ziyaret edebilirsiniz
Bir önceki yazımız olan TRESETTE İLE MUTFAKLARDA BAHAR RÜZGARI başlıklı makalemizde 4A Collection ve Tresette Giza hakkında bilgiler verilmektedir.
