İYİ YAŞAM

AŞKIN “BİTTER” HALİ

Yazar  | 

BİR ARZU NESNESİNDEN SÖZ EDİYORUZ, BİTTER ÇİKOLATADAN…

BİR PARÇA BİTTERİN DAMAKTAKİ TADI KİMİLERİ İÇİN YÜKSELEN TAMTAM SESİ KİMİLERİ İÇİNSE HİÇ BİTMEYEN BİR SENFONİYLE EŞDEĞER…

 

Yaklaşık 3 bin yıl kadar önce tanrılar öğleden sonra ziyafetlerini çekerken şarabı fazla kaçırdıklarından olsa gerek, çok sevdikleri “theobroma”nın bir parçasını düşürürler insanların topraklarına. Ve böylece başlar bugün çikolata adını verdiğimiz bu kutsal yiyeceğin dünya üzerindeki macerası…

Maya ve Meksika inançlarına göre kakaonun ilahi bir hikayesi var. Efsaneye göre Tüylü Yılan Tanrısı Quetzalcoalt, insanlara olan sevgisiyle yaşadığı sabahyıldızından ayrılır ve yeryüzüne iner. Beraberinde getirdiği kakao çekirdeklerini insanlarla paylaşan Quetzalcoalt, onlara kako yetiştirmeyi öğretir. Yetiştirdikleri kakaolardan yaptıkları içeceklerle çok mutlu ve zengin olan insanlar Quetzalcoalt’ı çok sever ve ona her gün çiçekler, meyveler adarlar. Quetzalcoalt, insanlar tarafından çok sevilmesine rağmen kutsal bir içecek olan kakaoyu sıradan insanlarla paylaştığı için tanrıları kızdırır. Gece Göğünün Tanrısı Tezcatlipoca tarafından sürülen Quetzalcoalt, insanları tanrıların gazabından kurtaramadığı için üzülür ve kendisini Atlas Okyanusu’nun sularına bırakır. Bugün hala Meksika’da her yıl nisan ayında Quetzalcoalt  adına kakao festivali düzenlenmesi, işte bu mitolojik neden yüzündendir.

 

Dünyayı dolaşan büyülü tat

Uzun bir yol öyküsü var bitter çikolatanın… Tarihte ilk olarak sıvı olarak tüketilen bitter çikolata, Güney ve Orta Amerika’da yetişen “theobroma cacao” yani bugünkü adıyla kakao bitkisinin çekirdeklerinden üretilmeye başlanır. İlk kakao plantasyonu bugün Honduras olarak bildiğimiz bölgede, Puerto Escondido’da Olmekler tarafından kurulur. Ama kakaonun yaygın kullanımı sadece Olmeklerle sınırlı kalmaz. Mayalar ve Aztekler’in de kakaonun önlenemez yükselişine olan katkıları büyüktür. Zamanla kakao Mayaların bahçelerinde yetiştirdikleri, çekirdeklerinin para yerine geçtiği ve dini ritüellerde içtikleri hayatlarının önemli bir parçası haline gelir.

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfiyle Avrupa’ya gelen kakao, özel bir içecek olarak sadece kraliyet ailesine sunulur. Avrupalılar bitterin acısından pek hoşlanmaz ve kakaoyu şekerle karıştırarak içimi daha kolay hale getirir. Bugün her yerde görmeye alışık olduğumuz çikolatalar ise sütle karıştırılınca kakaonun daha kolay şekle girdiğini fark eden Avrupalıların keşfidir.

 

Bir afrodizyak olduğu doğrudur

İçerdiği “theobromine” maddesiyle birçok hastalığa iyi geldiği bilinen kakao, Güney ve Orta Amerika toplumlarında günlük bir içecek olmasının dışında ilaç olarak da kullanılır. Ağrılara, mide ve bağırsak rahatsızlıklarının tedavisinin yanı sıra kalp rahatsızlıklarına da iyi geldiği görülür. Fakat saf kakaodan üretilen bitter çikolatanın yararları bunlarla sınırlı kalmaz. Bitter çikolata, içeriğindeki “theobromine” ve “phenethylamin (bir tür amfetamin)” ile insan vücudunda oldukça etkili bir maddedir aslında. Çikolatanın zevk için tüketilmesi ise oldukça yaygındır. Yediğimizde beynimizdeki serotonin seviyesinin yükselmesiyle kendimizi daha mutlu hissetmemiz, hatta çok tükettiğimizde adeta mutluluk sarhoşluğu içerisine girmemizin açıklaması tam da böyledir.

Neredeyse kırmızı meyveler (çilek, yaban mersini vb.) kadar yüksek bir antioksidan içeren bitter çikolata, dolaşım sistemini pozitif etkilediği gibi kalbin daha kuvvetli çalışmasına da yardımcı olarak kalp krizi riskini azaltması uzmanlar arasındaki yaygın bir görüş… Kolesterolü düşürdüğü ve antioksidan etkisiyle beynin daha hızlı çalışmasını sağladığının söylenmesi dışında öksürüğü bir şuruptan daha çabuk kestiği tezi ise şehir efsaneleri arasında sayılır.

Sevmeyeni neredeyse hiç olmayan bitter çikolatanın çeşidi kadar hikayesi de çoktur. Herkesin bir anısı vardır bu arzu nesnesiyle… Kimilerinin kitaplar yazacak kadar kimilerinin bir filmi defalarca izleyecek kadardır bitter aşkı. Aynı anda gülümseme sebebi olur çoğu kez bir parça bitterin damakta bıraktığı o acı-tatlı aroma. Ancak hepsi bir yana çikolatanın en güzeli, en saf halde sunulan şeklidir, yani bitter olanı… Tıpkı zor elde edilen bir başarının ardında bıraktığı gibi bir iz bırakır bitter… Bu acı başlangıca ise uzun süren bir haz duygusu eşlik eder.

 

Resim altı

100 gram bitter çikolatada; 400 mg potasyum, 200 mg magnezyum, fosfor ve E vitamini olduğunu biliyor muydunuz?

 

Resim altı

Fındıklı, karamelli, bademli, portakallı, naneli ve hatta acı biberli… Çikolatanın farklı damak tatlarına hitap eden çeşitlerinin hepsi ayrı bir lezzet serüveni. Sütsüz ve şeker miktarı minimumda tutulan bitter çikolata ise baştan çıkaran bir gusto deneyimi vaat ediyor.

Bir önceki yazımız olan Karaburun başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.