RÖPORTAJ
“BİZİ GELECEĞE SANAT TAŞIYACAK”
Girdiği her rolün hakkını veren; oyunculuğuyla ve sesiyle olduğu kadar son dönemde eğitimciliğiyle de adından sıkça söz ettiren Ragıp Savaş konuğumuz oldu. Aile hayatından dizilere, gelecek planlarından kurucusu olduğu Ragıp Savaş Sanat Akademisi’ne kadar hayatının tüm detaylarına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Benim favorim neredesin Firuze. Sizin unutamadığınız rolünüz hangisi?
Evet “Neredesin Firuze” TV açısından benim için bir mihenk taşı… Ancak tiyatronun ve orada oynadığım her rolün benim için yeri çok ayrı…
TV dizileri için neler söylersiniz? Dizileri tercih ederken ne gibi kriterleriniz oluyor?
Dizilerde olmayı çok tercih etmiyorum ama televizyon daha çok insana ulaşmanız sağlıyor. Fakat maalesef projelerin birçoğu kalıcı olmuyor. Tercih yaparken bütüne bakıyorum; senaryo, yönetmen, karakter bunların hepsini bütün olarak değerlendirip kalıcı olabileceğini düşündüğüm projelerde yer almaya çalışıyorum.
“BEN TİYATROYA AŞIK OLDUM”
Bir zamanlar tiyatrocular dizilerde oynamaz söylemi çok popülerdi…
Bunu doğru bulmuyorum, herkesin tercih yapma hakkı var. Tiyatro benim için her zaman ön planda olmuştur ancak herkes için böyle olmak zorunda değil tabii ki.
“Hayatımın kırılma noktası” dediğiniz bir an var mı?
Mesleğimle ilgili olarak söylemem gerekirse 1996 yılında sevgili hocam Müşfik Kenter’le tanışmam tiyatroya olan ilgimin artmasına ve konservatuara hazırlanmama sebep olduğu için çok önemlidir.
Müşfik Kenter için neler söylersiniz?
Bana göre Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük tiyatro aktörüdür. Belki de onun kadar büyüğü bir daha gelmeyecek. Hayata dair çok şey öğrendiğim bir baba, abi ve arkadaştı benim için.
“Demokrasi Gemisi” oyunu desem ne dersiniz?
1990’da oynadığım ilk oyun, sevgili Ahmet Gülhan yönetmişti. Benim için yeri çok özeldir.
O ilk oyunla başlayan hikaye aralıksız devam ediyor. Tiyatro sizin için ne ifade ediyor?
Ben tiyatroya âşık oldum. Şu an sahip olduğum her şeyi bana o verdi.
Tiyatro oyuncularının maddi anlamda hep sıkıntı çektiği gibi genel bir düşünce hakim. Gerçekten öyle mi?
Evet birçok oyuncu için bu maalesef geçerli.
“BİZ TİCARET DEĞİL, SANAT YAPIYORUZ”
2007 yılında kurulan Ragıp Savaş Sanat Akademisinden konuşalım biraz da…
Kendime bu mesleğe dair daha fazla ne yapabilirim diye sorduğumda verdiğim cevaptı Akademi… Özellikle çocuklara ve gençlere bildiklerimi aktarmayı istedim.
Gençlerle bir arada olmak size nasıl hissettiriyor?
Çocuklarla ve gençlerle olmak çok keyifli, her birinin ayrı bir dünyası var. Onların dünyalarına girmek benim çok ilgimi çekiyor.
Eğitimci Ragıp Savaş için neler söylersiniz?
Sadece eğitimci olarak değil her konuda titiz ve mükemmeliyetçi bir insanım, bu eğitimci kimliğime de yansıyor. Bildiğimi en iyi ve en doğru şekilde aktarmaya çalışıyorum. Biz sanatla çocukların ve gençlerin hayatına bir şeyler katmaya çalışıyoruz. İleride sanatçı olmasalar bile duydukları bir müziği anlamlandırabilmeleri, kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, hayatlarında bir hobilerinin olması çok önemli. Biz öncelikle bunu sağlamaya çalışıyoruz. Profesyonel olarak devam etmek isterlerse de her zaman yanlarındayız.
Türkiye’de sanat eğitimi hakkında neler düşünüyorsunuz?
Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de işini hakkıyla yapanlar da var yapmayanlar da. Biz ticaret değil sanat yapıyoruz, önceliğimiz her zaman sanat ve onu daha nasıl ileriye taşıyabileceğimizdir. Çünkü bizi geleceğe sanat taşıyacak.
Hem Neredesin Firuze’de hem de Yıldızların Altında müzikalinde oyunculuğunuz kadar sesinizi de konuşturdunuz. Sizi yine şarkı söylerken görecek miyiz?
Şarkı söylemeyi çok seviyorum, ileride bununla ilgili çalışmalar yapmayı da istiyorum.
Kıymetinizin anlaşılamadığını düşündünüz mü hiç?
Hayır düşünmedim. Doğru projelerle insanların karşısına çıkmak benim için en önemlisi…
“AŞIRI DUYARLI BABA SENDROMU YAŞADIM”
Babasınız aynı zamanda… Nil’den önce ve Nil’den sonra diye ayırabilir miyiz hayatınızı?
Kesinlikle ayırabiliriz, Nil doğunca, ‘aşırı duyarlı baba sendromu’ diye bir şey yaşadım. Sevdiğim pek çok insanı erken yaşta kaybettiğim için sevdiklerimi kaybetme korkusu gelişti bende. Çok uzun süre Nil’i bırakıp evden bile çıkamadım.
Anne ve babanız arasında büyük bir aşk olduğunu biliyoruz. Peki ya sizin aşkınız?
Bizimki de aynen öyle…
Hala voleybol oynuyor musunuz?
Kızım voleybol oynuyor, o yüzden halen hayatımda voleybol var. Zaman zaman onunla antrenman yapıyorum.
Gelecekle ilgili neler söylersiniz? Hayallerinizi dinlemek isteriz…
Hayattan tek beklentim, sevdiklerimle beraber basit ve dürüst bir hayat yaşamak. Tekne ve klasik araba hobilerim var, onlara da biraz daha fazla vakit ayırmak istiyorum.
Gençlerle bir arada olmak size nasıl hissettiriyor?
Çocuklarla ve gençlerle olmak çok keyifli, her birinin ayrı bir dünyası var. Onların dünyalarına girmek benim çok ilgimi çekiyor.
Babasınız aynı zamanda… Nil’den önce ve Nil’den sonra diye ayırabilir miyiz hayatınızı?
Kesinlikle ayırabiliriz, Nil doğunca, ‘aşırı duyarlı baba sendromu’ diye bir şey yaşadım. Sevdiğim pek çok insanı erken yaşta kaybettiğim için sevdiklerimi kaybetme korkusu gelişti bende. Çok uzun süre Nil’i bırakıp evden bile çıkamadım.
Bir önceki yazımız olan “OYUNCULUĞA İLGİ DUYDUM, HAYATIM DEĞİŞTİ” başlıklı makalemizde cem kılıç, göktürk ve göktürkhaber hakkında bilgiler verilmektedir.