EĞİTİM-SANAT

Çalış(a)mayan öğrenciye mektup..

Yazar  | 

     Sevgili öğrencim;

     Bu mektup sana. Sen hatırlamazsın. Annen ve baban senin dünyaya gelmeni tatlı bir heyecanla bekliyorlardı. Acaba kız mı erkek mi? Diye düşünürlerken bir yandan da sana kıyafet, beşik hazırlama ve seni en güzel şekilde büyütme derdine düşmüşlerdi.

      Bak şimdi okul çağındasın ve ailenin senin eğitiminle ilgili bebekliğinden beri kurduğu bir tek hayali var. Okuyup öncelikle kendi ayakları üzerinde durmanı, daha sonra ise vatanına, milletine ve tüm insanlığa faydalı olmanı istiyorlar. Bütün çabaları bütün istekleri sadece bu ve emin ol senden hiçbir menfaat beklemiyorlar.

     Sen doğduğunda dünyalar onların olmuş tarif edilemez bir mutluluk yaşamışlardı. Seni imkânlarınca beslediler büyüttüler ve kendini koruyamadığın zamanlarda seni koruyup kollamaya çalıştılar. Bebeklikten çocukluk yıllarına, çocukluktan okul yıllarına kadar hiçbir menfaat gözetmeden bir tek karşılık beklemeden sana gözleri gibi baktılar. Hele annen, cennetin ayaklarının altında olduğu annen; deyim yerinde ise senin için saçını süpürge etti. Gecelerini gündüzlerini sana feda etti. Belki yaptığın bir sürü kabahati üstlendi sırf baban kızmasın sen korkma ve üzülme diye.

      Sana bakıyorum da… Elinde telefon tablet ders çalışmıyorsun. Adeta dijital bağımlı olmuşsun. Annen baban seni zorlayıp elinden alsa, seni ders çalışman için masaya oturtsa bu defada dersi anlayamıyorsun. Çünkü aklın telefonda kalıyor, bilgisayardaki oyunu düşünüyorsun sürekli, onları düşünmekten kendini derse vermiyorsun. İstiyorsun ki hep rahat olayım hep geçiştireyim. Sınavları kazanmaya değil, günü kazanmaya çalışıyorsun

     Bugünü atlatma derdindesin. Yarın ne yapacağınla ilgili ne bir fikrin nede planın var. Belki de yarın ders çalışmaya başlarım diyorsun ama hep bahsettiğin ders çalıştığın planlı programlı olduğun o yarınlar yıllardır gelmedi bir türlü. Sıkı sıkıya çalışmaya bir türlü başlayamadın. Ne olacak senin bu halin?

     Bak aslanım, bak prensesim okul hayatı dediğimiz kısa bir yoldur ve tekrarı yoktur. Bu yolun sonunda başarılarla dolu mutlu bir hayata kavuşmakta senin elinde. Bahaneler üreterek, tembelliğe devam ederek, sistemi eleştirerek düşük kalitede bir hayat yaşamak ta senin elinde.

      Zaman su gibi akıp gidiyor kendini zorla otur derslerine sıkı sıkıya çalış. Kendine büyük hedefler koymalı büyük işler başarmalısın. Annen baban ve öğretmenin olarak sana güveniyoruz.

     Zekisin potansiyellisin güçlüsün bunları biz biliyoruz fakat bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmez ya da kullanmaz isen hayatta başarılı olamazsın. Derdest olur gidersin. Yani mahvolursun.

     Daima sabırlı azimli ve iradene sahip ol. Günlük çalışmalarını aksatma. Her çalışmanı vaktinde zamanında tamamla.

     Her yıl sınavlara milyonlarca öğrenci giriyor, yani bu konuları çalışmak öğrenmek zorunda kalan sadece sen değilsin. Ayrıca ilimle uğraşmanın tadı dünyada başka hiçbir şeyde yoktur. Ah bir dünyasına girebilsen neler yaşayacaksın. Sen zannediyor musun ki gece gündüz çalışan öğrenciler zorla çalışıyor? Keyif almasalar bu kadar uzun süre çalışabilirler mi? Tabii ki de müthiş keyif alıyorlar.

     Sen ders çalışmaktan keyif almıyorsan henüz alışma safhasındasındır. Kendini belli bir süre zorla çalışmaya alışırsın. (Masa başında kalıp çalışmaya alışmalarıyla ilgili benim öğrencilerime kullanıp müthiş faydasını gördüğüm bir teknik vardır. Youtube Ömer Karaman kanalımdaki videomuz aşağıdadır)

Youtube Ömer Karaman kanalımızı takip ediniz)

Bir önceki yazımız olan LGS YE NASIL HAZIRLANMALI? başlıklı makalemizde ayt, ders çalışamıyorum ve ders çalışma günlüğüm hakkında bilgiler verilmektedir.