RÖPORTAJ

Feryal Gülman :”EVLİLİĞİM İLE İLGİLİ PİŞMANLIK DEMEYELİM AMA HAYAL KIRIKLIKLARIM VAR.”

Yazar  | 

CEMİYET HAYATININ ŞIKLIĞI VE ZARİFLİĞİ İLE TANINAN ÜNLÜ İSMİ, SON DÖNEMDE İSE BOŞANMA DAVASI İLE GÜNDEME GELEN FERYAL GÜLMAN’IN EVİNE MİSAFİR OLDUK. GÜLMAN‘LA GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ İÇTEN SOHBETİMİZDE DUYGUSAL YAPISINA VE ONCA YAŞANAN OLAYLARA KARŞI SAĞLAM VE MÜTEVAZİ DURUŞUNA ŞAHİT OLDUK. İTÜ MİMARLIK BÖLMÜNÜNE BİRİNCİLİKLE GİRDİĞİNİ AMA AİLESİNİN TIP OKUMASINI İSTEDİĞİNDEN MUTLU OLMADIKLARINI, TÜRK FİLMLERİ SENARYOLARINDA SIKÇA GÖRDÜĞÜMÜZ HİKAYEYE BENZER HAYAT ÖYKÜSÜNDE GEÇMİŞ HAYALLERİNİ VE GELECEK PLANLARINI SAMİMİYETLE PAYLAŞTI…feryal gülman

 

Röportaj: Sim Yener

 

Türk filmlerindeki senaryolar gibi bir hayat öykünüz var. İyi bir eğitim ve sonrasında başarılı bir kariyeri bırakıp evlenmişsiniz. Bugün zamanı geriye döndürme imkanı olsaydı aynı hayatı mı yaşamak isterdiniz? Gençken nasıl bir hayat hayali kurmuştunuz? Bu hayallerin ne kadarı gerçek oldu?

Ben duygusal bir insanım. Genellikle akılcı görünen yapıma karşın duygularımla karar veririm. Yaşamın bana verdiği en büyük ödül, oğlum. Ona sahip olmak bile hayallerin karşılığı. Her ebeveyn gibi…

 

İTÜ’ye birincilikle girip, mimarlığı bitirmişsiniz. Bir mimar gözüyle İstanbul’daki  yapılaşma, yeşil alanların tahrip edilmesi, her yere gökdelen ve AVM dikilmesi konularında neler söylersiniz?

İstanbul büyük bir metropol. Ve yüksek binaların, AVM’lerin olması da çok normal. Ancak yeşil bir şehrin nefesi! Yeşil katledilince şehir nefessiz kalıyor. Planlı bir yapılaşma başından beri yoktu İstanbul’da, dilerim yeşile daha fazla yer açılır.

Ankara’da yaşadığınız dönemde politika ile ilgiliymişsiniz. Nasıl görüyorsunuz Türkiye’nin geleceğini? Son seçimlerde alınan sonuçlar siz şaşırttı mı?

Ankara’da TOKİ’de daire başkanlığı yaptım. Bürokrasinin içindeydim ama politikanın değil. Ancak Ankaralı bir aileden geliyorsanız politika yaşamın içinde oluyor. Sohbetleri hiç bitmiyor. Seçimlerin hepimize hayırlı olmasını diliyorum ve umuyorum ki her fikri kucaklayan bir dönem yaşarız.

 

 

Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorsunuz. Neler yapıyorsunuz?

Pek çok sosyal sorumluluk projesinde aktif olarak yer aldım uzun yıllar. Şu an ağırlıklı TEYEV’de polis şehitlerimizin aileleri ve çocuklarının eğitimi için çalışıyorum. İTÜ Mezunlar Derneği’nde kadın girişimcilerle ilgili konularda çalışmalarım var.

 

“Audrey Hepburn benim için ikondur ve kimseyi takip etmem.”

Modayla yakından ilgili biri olarak Türk tasarımcılarını nasıl buluyorsunuz? Kimleri beğeniyorsunuz?  Sizce neden dünyada moda olmuş markalarımız, tasarımcılarımız çok az? Genç modacılarla bir araya geldiğinizde önerilerde bulunuyor musunuz? Sizce neler yapmalılar?

Türk tasarımcıları… Öncelikle özgün olmasını isterdim ki bence bu başarıyı yakalıyorlar. Esinlenmeler, sanat gibi modada da olabilir. Ama taklit güzel değildir. Şu an çok güzel ve başarılı tasarımlar üretiyorlar.

 

Dünyada takip ettiğiniz ve giyim zevkini beğendiğiniz kimler?

Audrey Hepburn benim için ikondur ve kimseyi takip etmem. İzlediğim farklı zamanlarda beğendiğim kişiler vardır.

 

İnternetten alışverişlerinizi yapıyormuşsunuz. İnternetten alışverişte üstünüze yakışmayan bir şey olmadığında neler yapıyorsunuz? Çok şık bir kadın olarak sız alışveriş yapıyorsunuzdur. Moda çok çabuk değişiyor. Dolaplarda fazla olan kıyafetlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnternetten aldığım ve üstümde beğenmediğim hiçbir giysi olmadı. Tüm alışverişlerimde önemli olan parçaları klasik seçerim. Ve tahmin edilenin aksine pek çok kez giyerim. Sadece basın onları görmez. Her zaman basın olan yerlere gitmiyoruz ki… Dışardan farklı algılanıyor. Giymediğim giysilerin bazılarını herkes gibi ihtiyacı olan yakınımdaki kişilere veririm. Diğerlerini de vakıflar aracılıyla doğru adreslere ulaştırırım.

 

 

“Müzeleri, galerileri gezmeyi, farklı sanat eserlerini görmeyi veya iyi yapılmış müziği dinlemeyi severim.”

Cemiyet hayatının her zaman şık, her zaman davetlerin aranılan ismisiniz. Sosyal yaşamdan vakit kaldığında, yani yalnız kaldığınızda neler yaparsınız? 

Sinemaya gitmeyi veya evde film izlemeyi çok severim. Her fırsatta dostlarımla ve ailemle birlikte olmayı isterim. Evimde misafirlerim olması beni mutlu eder. Kalabalık severim evimi…

 

Kültür ve sanatla ilginiz nasıl? Takip ettiğiniz yazarlar, etkinlikler neler?

Sanatın her dalını severim. Özellikle öğrenmeye ilgim hala bitmedi. Mimari kimliğimden belki, aldığım sanat tarihi dersleri bana hiç yetmedi okul sonrası da hep devam ettim. Müzeleri, galerileri gezmeyi farklı sanat eserlerini görebilmeyi veya iyi yapılmış müziği dinlemeyi severim. Annemden aldığım kitap sevgim hiç bitmedi. İlk sevdiğim Türk yazar Aziz Nesin’dir.

 

“Önyargısız, sabırlı ve anlayışlıyımdır. Sakinimdir, kırılsam da içime atarım.”

Biraz da cemiyet dedikodusu. Sanatçıların dünyasında dostluklara şüpheyle yaklaşılıyor, kalıcı olmadığı çıkar ilişkilerine dayandığı düşünülüyor. Cemiyette durum nasıl? Dostluk ilişkileri hangi düzeyde? Nelerle dikkat ediyorsunuz? Kısaca cemiyet hayatının bilinmeyen yönleri neler?

Bilinmeyenleri bende bilmem (Gülüyor). Merak etmem, sormam. Bana anlatılanı da benimle ilgisizse hemen unuturum. Yanımda dedikodu yapılmasından hoşlanmam, hele dostlarım hakkında konuşulmasına asla izin vermem. Çok sağlam güzel dostluklarım vardır. Ama emek veririm.

 

Hep pozitif, hep güleç , hep olumlu… Bu bir maske mi, gerçek mi insan şaşırıyor. Kızgınlığınızı nasıl boşaltıyorsunuz?

Evet, pozitif bir insanım. Önyargısız, sabırlı ve anlayışlıyımdır. Sakinimdir, kırılsam da içime atarım. Ama dolan bir bardağım vardır; o taşınca hiç düşünmem, arkamı dönerim ve kendime has duvarımı örerim.

“Dağınık saçla evde dahi olamam. Bu benim kendi görsel arzum, bakımlı olmalı her kadın diye düşünürüm.”

İnsanlar tarafından çok beğenilen, takip edilen bir kişisiniz. Sizi dağılmış saçla, makyajsız, bakımsız görmedik. Jean, rahat bir tişört ve spor ayakkabılar ile sinemaya gider misiniz mesela? Hep böyle bakımlı olmak ne kadar zamanınızı alıyor? Bir gününüz nasıl geçer?

Jean tişört ve lastik ayakkabı ile sinemaya giderim Ama uyumlu olmasını isterim. Dağınık saçla evde dahi olamam. Bu benim kendi görsel arzum, bakımlı olmalı her kadın diye düşünürüm. Temiz bir görünüm benim için öncelikli. Ayrıca beğeniniz ve güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Ben çok hızlı hazırlanırım. Kimse beni beklemez, hep ben beklerim. Sanırım kendimce geliştirdiğim bazı yöntemlerim var. Bir davete gitmek için hazırlık uzun zamanlarımı almaz.

 

 

Uzun yıllar ve hep birlikte yaşanmış, paylaşılmış bir evlilikten sonra zor bir süreç.”

Cesur bir hareket yaparak boşandınız. Medyada tartışılan bir boşanma süreci. Boşanma işi çıkana kadar hep mutlu, sonrasında özellikle eşiniz tarafından pek de yakışık almayan sözler. Siz olanlardan rahatsızlık duydunuz mu? Şimdi sular duruldu mu?

Henüz boşanmadık. Dava Yargıtay’a taşındı. Boşanma uzun soluklu bir süreç. Eşimin konuşma şekline ben alışığım ama basın vasıtasıyla sizler de duydunuz ne yazık ki. Ben üzülerek söylemeliyim ki, kendisine yakıştırdım tüm bu tarz açıklamaları.

 

Her şeyi birlikte yaşayan bir çift olarak yalnız olmak nasıl bir duygu bunca seneden sonra? 20 yıllık emek sizce boşuna harcanmış mıdır?

Uzun yıllar ve hep birlikte yaşanmış, paylaşılmış bir evlilikten sonra zor bir süreç. Kendimi toparlamam çok zaman aldı. Ben hayat tarzımda hiçbir şey değiştirmedim. Yaşamım, ortamlarım hep aynı. Bir oğlum ve sorumluluklarım var. Ben severek evlendim. Çok verici davrandım. Çünkü hep öyle olması gerektiğine inandım. Pişmanlık demeyelim ama hayal kırıklıklarım var.

 

“Popvizyon kendi duruşu olan bir site olsun istedim.”

Eşinizle birlikte kurduğunuz ve çok emek verdiğiniz iş dünyasından sonra şimdi iş hayatında tek  başına neler yapıyorsunuz?

Mahkemeler nedeniyle işimden ayrıyım. Bu dönemde yeni bir projeyi danışmanlık tadında tasarladım ve hayata geçirdim. Bu bir web sitesi. Adı popvizyon.com. Aslında yaşamın her alanında ziyaretçisi ve takipçisiyle buluşmayı hedefleyen bir yaşam stili sitesi. Vizyoner bir bakış açısı olan veya olmasını hedefleyen, kadın ve erkek için farklı yaş gruplarına da ulaşmak amacıyla kurulan bir oluşum. Henüz bir bebek Popvizyon. Hedefi; moda, magazin, güzellik, spor, kültür-sanat, eğlence, ebeveyn-çocuk, düğün, tatil, teknoloji ve emlak sektörlerinde farklı ama ulaşılabilir adreslere, kendi vizyonu ile süzgeçten geçirdiği öneri ve fikirleri sunabilmek. Popvizyon kendi duruşu olan bir site olsun istedim. Ve bu duruşu sürekli takipçisi ile de paylaşsın. Eğitime, sivil toplum örgütlerine destek, vizyon sahibi, yenilikçi ama geleneklerine de bağlı bir duruş bu.

 

Anılarınızı yazmayı düşündünüz mü?

Bu konuda çok teklif aldım. Düşünüyorum ama şimdi değil. Daha ilerde neden olmasın?

Dekorasyonla da ilgilisiniz. Evinizi siz mi dekore ettiniz? Nelerden etkilendiniz?

Modern ve sade olan her tarzı severim. Ama benim zevkim eklektik tarzdır. Yaşanmışlığı olan eski antika parçalarla modern olanları birleştirerek uyum sağlamayı tercih ederim. Evimi kendim dekore ettim.

 

Göktürk’ü nasıl buluyorsunuz?

Göktürk’te yaşayan dostlarım var, sık sık ziyaret ederim. Göktürk’ün yapısını beğeniyorum ama hızla bozulduğunu görüyorum. Korunması gerektiğini düşünüyorum.

Bugüne kadar iyi ki yapmışım ya da yapmaymışım dediğiniz neler var?

 

Ankara’da kalıp kariyerime  devam edebilirdim. Siyasete bir yönüyle  atılabilirdim. Malum Türkiye’yi senelerce İTÜ vizyonu yönetti ve Ankaralı olmanın getirdiği doğal hevesle böyle bir geleceği  istediğim dönemler oldu. Bilemiyorum, o genç yaşta böyle bir yolda devam etsem geleceğim nasıl yönlenirdi… Şimdi ise  güzel bir oğlum, yaşadığım binlerce hayat tecrübesi ve biriktirdiğim dostlarımla şanslıyım. Şu ana kadar oluşturduğum bu tecrübeyi de yeni oluşan popvizyon.com projesiyle aktarmak en büyük arzum.

 

Bir önceki yazımız olan “İÇİMDE BİR SÜRÜ NİL VAR, HEPİMİZ AYNI ÇATI ALTINDA  GEÇİNİP GİDİYORUZ.” başlıklı makalemizde göktürk, intown ve nil karaibrahimgil hakkında bilgiler verilmektedir.