Kıvanç Tatlıtuğ’un başrolünde oynadığı ‘Hadi Be Oğlum’ filminin setindeydim geçtiğimiz çarşamba. Bir baba-oğul hikayesinin anlatıldığı filmin çekimleri Kaş’ta başladı, İstanbul’da bitti.

Final sahnesinin çekildiği Beyoğlu’ndaki Ses Tiyatrosu’nda filmin başrol oyuncuları, yapımcısı ve yönetmeni ile buluştuk ve filmin detaylarını konuştuk…

Kıvanç Tatlıtuğ, yedi sene önce oynadığı ‘Kelebeğin Rüyası’ filminde, çıtayı çok yükseklere koyan bir performansla sinemaya adım atmıştı. 7 sene boyunca da hep aynı standartta, hatta daha iyisiyle yeniden perdeye dönmek istedi ama kısmet bugüneymiş. O film de ‘Hadi Be Oğlum’ oldu.

Neden bu filme ‘Evet’ dediğini şöyle anlattı Kıvanç Tatlıtuğ:

”Genelde bana gelen senaryoları detaylı okur, inceler, üzerine yatar düşünür, öyle cevap veririm. Ama Fırat Parlak bana sadece hikayeyi anlattı, ben de hemen hiç düşünmeden ‘Varım’ dedim…”

”İlginç gelen neydi?” dediğimizde, şunu söylüyor:

”Güzel bir hikaye. Eşi olmadan çocuğuna özveriyle bakan, baba olduktan sonra değişen bir adamın hikayesi. Ve daha önce hiç bir babayı oynamadım ben…”

Yani Kıvanç fanları gelsin diye yapılmış; bir fan filmi değil bu. Özenle beklenmiş bir film.

Rollere gelince…

Kıvanç Tatlıtuğ, günlük turlar düzenleyen bir guletin kaptanı ‘Ali’yi oynuyor.  Büşra Develi, çocuğunu babaya bırakan anne ‘Leyla’ rolünde.

Filmin çocuk oyuncusu ise Alihan Türkdemir.

 ”KEŞKE BÖYLE BİR EŞİM OLSA”

Filmin yapımcısı Fırat Parlak.

Evet, Tolga Çevik’in şovlarında kendisine komut veren o meşhur yönetmen.

Senaryo da Parlak’a ait. 7-8 yıldır kenarda bekliyormuş hikayesi. Sonunda Kıvanç Tatlıtuğ kabul ederse filmi çekmeye karar vermiş.

Filmin yönetmeni Bora Egemen de onu desteklemiş: ”Kıvanç’la 10 tane reklam film çektim bugüne kadar… Oyunculuğunun gidebileceği yerleri, sınırlarını biliyorum. Kişilik olarak da tanıyorum onu. Dolayısıyla filmdeki karakterimizle uyum konusunda en iyi isim oydu.”

Fırat Parlak’ın neden bu hikayeyi yazdığına gelince…

”Ben de oğlumla yalnız yaşıyorum, iki yaşından beri annesi yok. Sonra Erkin Koray’la çok yakın ilişkim var; o da kızını kendi büyüttü. Dolayısıyla bu hikayeler beni etkiledi. Ama burada bir kahramanlık hikayesi yok; sadece kendi oğlunun kahramanı olmak isteyen, oğlundan ‘seni seviyorum baba’ lafını duymak isteyen naif bir adam var…”

Peki sinemeya gidenler çıkışta ne hissedecekler?

Yönetmen Bora Egemen net konuşuyor: ”Kadınlar ‘Keşke Ali Kaptan gibi bir eşim olsa’ diyecekler!”

Bir anne çocuğunun iyiliği için onu bırakamaz mı?

Filmin ilginç bir bakış açısı var bu arada…

Çocuğunu bırakıp gitmiş bir anne, çocuğunun iyiliğini düşündüğü için bunu yapmış olabilir önerisini ortaya koyuyor film.

Yani bir anne de pekala bu kararı verebilir!

Filmin yönetmeni Bora Egemen ‘Kadın niye böyle bir tercih yapmasın?’ diye düşünerek hikayeyi kurguladıklarını söylüyor.

Peki filmdeki kötü kim?

”Hayat” diyor Kıvanç Tatlıtuğ. ”Adamın bir hayali var, ona gitmek istiyor ama hayat engeller çıkarıyor…”

Kıvanç Tatlıtuğ, sohbetin bir yerinde ”Bu senenin en iyi erkek oyuncusunu size takdim etmek istiyorum” diyerek Alihan’ı gösteriyor. Alihan da dünya tatlısı haliyle ayağa kalkıp gülümsüyor, teşekkür ediyor.

”Bu kaçıncı filmin Alihan?” diye soruyoruz, Kıvanç Tatlıtuğ cevap veriyor: ”Benden fazla!”

Kahkahaların ardından üçüncü filmi olduğunu öğreniyoruz.

Ve tüm kadro 8 yaşındaki Alihan’ın gerçeküstü yeteneği olduğunu anlatıyor.

Tatlıtuğ’un yorumu şöyle: ”Herkes küçük dilini yutacak bence!”

HERKES ONA O DA FERİDUN DÜZAĞAÇ’A HAYRAN!

Usta müzisyen Feridun Düzağaç da filmin oyuncu kadrosunda.

Ona rolünü sorduğumda, ”Filmi izleyince anlayacaksınız ki, benim filmde olmam, gelmiş geçmiş en iyi casting fikri” diyor.

Bu cevap üzerine alkışlar ve kahkahalar havada uçuşuyor ama rolüne dair ser verip sır vermiyor. Zira hikayenin seyrini değiştiren, filmi çeviren bir adam.

Şu kadarını öğreniyorum; filmde kendini oynuyor.

Burada Kıvanç Tatlıtuğ devreye giriyor:

”Benim aklıma geldi Feridun abinin oynaması çünkü ona ayrı bir hayranlığım var. Uzun yol yapmayı çok severim, yolda da yüzde 90 Feridun Düzağaç albümleri dinlerim. Hepsini de ezbere bilirim. Feridun abi sete ilk geldiği gün elim ayağım titredi. Dünyanın en tatlı insanını gördüm ve çok aşırı heyecanlandım. Onun bu filme kattığı şey tarifsiz. Bir kez daha sizin önünüzde teşekkür etmek istiyorum.”

9 YEĞENİM VAR, ÇOCUKLAR KONUSUNDA TECRÜBELİYİM

Kıvanç Tatlıtuğ’a hep sorulan bu soru var: Çocuk ne zaman? Bu filmde bir babayı oynadığı için kaçınılmaz oluyor bunu sormak. 

Cevabı şöyle: ”Bunu konuşmayı pek sevmiyorum çünkü ne söylersem büyütüyor, gereksiz ve istemediğim yerlere çekiyorlar. Konuşmak istemiyorum, ‘Baba olmak istemiyor’ diye bir başlık! ‘Zamanı gelince olur, kim istemez ki” diyorum, ‘Çocuk için evlendik’ diye başka başlık… O yüzden zamanı gelince olur diyorum, neden olmasın…”

Peki bir babayı canlandırırken motivasyon kaynağı neydi?

”Baba değilsen tutunabileceğin tek şey var, şefkat. O duygunun etrafında dolaşıyorsun. Ben çocukları çok seven bir adamım. Bıraksanız sabahtan akşama kadar oynarım onlarla. 9 yeğenim var, tecrübeliyim yani bu konuda…”

YAŞ ALDIĞIM İÇİN İYİ OYNAMIŞIMDIR BELKİ!

Kıvanç Tatlıtuğ, oyunculuğunda eşik atlayan, seçici davranan bir isim. Dolayısıyla kariyerinin geldiği bu yeni noktada yeni bir sıçrama arıyor mu? 

”Doğru. Hayat bana yeni bir kapı araladı, yapmak istediğim şeylerin bir özeti de bu senaryo. ‘Kelebeğin Rüyası’ filminden sonra aradığım özel şey buydu” diyor.

* Başarısızlık; gişe ya da reyting seni korkutuyor mu?

”Aşkı Mennu’da 27 reytingi görmüş bir adamım. Sonra ‘Kurt Seyit ve Şura’yı yapıyorum, reytingim düşebiliyor. Bu dönemsel bir şey; başarısızlık ya da başarı değil bana göre. O yüzden bu tür söylemlere kendimi kapatmış durumdayım, hiç umrumda değil bunlar…”

* ‘Cesur ve Güzel’ dizisinde çıtayı yükselttiğin konusunda herkes hemfikir. Sence de öyle mi?

Yaş almışımdır, belki ondandır.

* Kıvanç Tatlıtuğ sinemada ödülü hedefleyen projeler peşinde mi artık?

Ödül peşinde değilim ama verirlerse çok teşekkür ederim.

YOL AYRIMI GAYET İYİYİ

Kıvanç Tatlıtuğ sinemeda en son Şener Şen’in ‘Yol Ayrımı’ filmini izlemiş ve çok beğenmiş.

”Bu yıl beklentinin çok yüksek olduğu ama hayal kırıklığı yaratan filmlerin yılıydı, bu da söktör açısından üzücü” diyor.

Hayranı olduğu ve dönüp dönüp izlediği filmleri şöyle sıralıyor:

Scarface, Baba serisi, My Left Foot, Big Blue.