RÖPORTAJ
mehmet erdem:depresif değilim
“İNSANLAR BENİ DEPRESİF SANIYORLAR AMA ÖYLE DEĞİLİM”
Annesinin zeytinyağlı fasulyesinin üzerine yemek tanımayan,hala sosyalleşmenin yüz yüze bakarak yapıldığına inanan, boş vakitlerinde eski okul arkadaşlarıyla görüşen, gözlerinin içi gülen samimi bir adam… Mehmet Erdem’legerçekleştirdiğimiz sohbetin ardından bende kalanlar bunlar oldu. Ne kadar uzaklaştığımızı anladım birbirimizden, bu kadar çok mecraya rağmen… Mehmet, hala lise sırasındaoturan, kantinde sohbet ederken gülüştüğümüz, dersi kırdığımız, harçlıklarla tost yiyip, akşam hiçbir şey olamamış gibi eve annemize döndüğümüz o genç insan olarak kalmayı başarmış… Ben tanıdığım Mehmet’i çok sevdim; unuttuğum bir çok duyguyu hatırladım söyledikleriyle ve sevdiklerimi ne kadar az aradığımı… Buyurun, Mehmet Erdem’den Mehmet’i dinleyin, bakalım sizlerde ne duygular canlanacak?
“GECE DAHA RAHAT ÇALIŞIYORUM”
Mehmet Erdem bize Mehmet’i anlatabilir mi? Mehmet nasıl bir adam?
Sakin görünürüm ama hareketliyimdir de bir yandan. Sürekli bir şeylerle uğraşmayı severim, müzikle ya da başka şeylerle.İnsanlar beni durgun, melankolik ya da depresif sanıyorlar ama öyle değilim. Tabii herkes gibi benim de ruh halimin değiştiği zamanlar oluyor ama genel anlamda iş güç konusunda hiperaktifimdir.
Gece yaşayanlardan mısınız?
Kesinlikle… Mesela dün, aslında bugün, sabah 8 de yattım.İşim vardı ama sonrasında da kendime zaman ayırdım. Gece daha rahat çalışıyorum. Gündem gündüz çok yoğun ve telefonlar da susmuyor, ama geceleri daha sakin ve yavaş.Müzisyenler zaten genelde gece çalışır.
Bir gününüzü anlatır mısınız?
Öğlen kalkıyorum. Gündelik işlerime bakıyorum. Sonuçta ben enstrüman çalana bir adamım ve buna vakit ayırıyorum. Sadece sahne almıyorum, başka projelerde de yer aldığım için yoğun oluyorum. Mesela şu ara bir belgesel müziği yapıyorum daha sonra da bir film müziği var sırada.
Film müziği dalında ödülünüz var…
O benim ilk göz ağrım oldu. Her şeye vesile olan iş belki de… Görsel bir şeye kendinden bir şey katma sürecini seviyorum.Müziksiz bir film ya da dizi izlemeye kalksanız tamamını izleyemezsiniz, müzikle yaratılan esere katkı yapmak çok keyifli.
“HERKES KENDİ YAŞADIĞINI FARKLI GÖRÜYOR”
Yanınızda kimler olur? Arkadaş sevenlerden misiniz,yoksa yalnızlık mı?
Yoo çok arkadaş severim. Müzisyen arkadaşlarım da çok.Zaten birçok cover fikri evdeki koyu sohbetler esnasında çıkmıştır. Kendi kendimize çalıp söylerken haydi bunu da albüme koyalım şeklinde oluyor. O anlamda şanslıyım, çok iyi müzisyen dostlarım var. Cihan Güçlü mesela... Çok iyi dostum, hatta çoğu parçası benim sanılıyor. ‘Acıyı sevmek olur mu?‘ onun mesela… Cihan çoğu zaman şarkı yaptı mı bana geliyor ve bunu sana yaptım diyor.
Belki sesinizin tınısından, belki duruşunuzdan… İnsanlar sizi oldukça melankolik sanıyor. Sizinle röportaj yapacağımı söyleyince bir arkadaşım sordu, “Neden bu kadar çok acıdan besleniyor?” diye…
Aslında acıdan beslenmiyorum ama dünyada coğrafik olarak baktığınızda, orta doğuya doğru geldiğinizde acı bitmiyor. Ne zaman haberleri açsak aldığımız haberler aynı ve işin kötü tarafı buna alıştık ve bu durumu hiç sevmiyorum. Yaşadığımız kayıpları ‘rakam’ olarak ifade etmeye başlamamıza dayanamıyorum. Tabii bu yaşananlara duyarsız kalmak mümkün değil. Her yaşanan acıdan sonra konserleri iptal ediyoruz. Aslında bu da doğru mu emin olamıyorum. Her dayatmayı kabul etmeye de karşıyım.
Peki biraz daha özelleştirelim konuyu, insan ilişkilerinden özel ilişkilere doğru…Kişisel ilişkilerinde nasıl bir Mehmet var?
Genelde uzlaşmacıyımdır. Çok direten olursa da ilişkimi keserim…
Peki sevgili olarak Mehmet? Ne diyorlar size, mesela şu huyundan nefret ediyorum Mehmet dedikleri ne?
Aceleciyimdir, tez canlıyımdır. İlişki iki taraflı yaşandığı için ne kadar anlatsam tam olmayacak. Herkes kendi yaşadığını farklı görüyor.
Hobileriniz neler?
Arkadaşlarımla buluşmak… Ama çok konser yapan bir grubuz ve ayın yarısından fazlası işle geçiyor. Sürekli mobilim. Bilardo oynamayı severim.
Yemek yapmak? Aranız nasıl?
Yok sevmem. Nerdeyse bütün aşçılar erkekken erkeklerin yeteneksiz gösterilmesine de karşıyım tabii. İsteyen yapar ama ben yalnızken uğraşmıyorum. Eş dost toplansın yemek yiyelim, ben de ucundan tutarım. İşten kaçmam.
Video oyunları?
Yok sevmem, telefonumda WhatsApp bile yok. Ben insanlar arasına iletişim severim.
“SOSYAL MEDYA İKİLİ İLİŞKİLERİ ÇOK BOZAN BİRŞEY OLDU”
Neden mühendislik okudunuz? Aile daha çok müzik kökenli…
Biz Malatyalıyız… Köklerimle büyüdüm ama iyi bir öğrenciydim hatta Türkiye derecelerim var. Okullar öyle yönlendirdi beni…
Boğaziçi Mühendislik girmesi zor bir okul ve bölüm…
Girmesi değil de bitirmesi daha zor oldu benim için. Kardeş Türküler grubunda 8 sene çaldım. Boğaziçi de sosyal yönü çok olan, eğlenceli sosyal ortamları olan demokrat bir okul. Yani sokaktaki eğitim kısmı çok daha keyifliydi (Burada çok eğlenceli bir okul sohbeti yaptık ama siz bunlarla idare edin) 7,5 senede bitirdim, diplomam duruyor. Bu saatten sonra hiç iş tecrübesi olmayan bir mühendise kim iş verir bilmiyorum ama diplomam var.
Sosyal medya ile aranız nasıl? Instagramda 0 takip ve sadece konser programlarınız var. Mesela gizli bir instagramınız var mı :))
Hayır yok :)Görüşmek istediğim herkesi arayıp konuşuyorum.Sosyal medya çığırından çıktı, herkes her anını paylaşmak istiyor, ben istemiyorum. Kimseyi takip etmiyorum, çünkü bu konu insanlar arasında gereksiz gerginlik yaratıyor, onu ettin beni bıraktın… Kimse kırılmasın. Ben orayı bilgi amaçlı kullanıyorum. Müzik canlı yapılan bir şey ve ben konserlerime gelmelerini seviyorum, paylaşmayı seviyorum. Birilerinin sizin müziğinizi dinlediğini bilmek insana sorumluluk yüklüyor, başkasının iç dünyasına ortak oluyorsunuz. Mesela yeni albüm çalışmaları başlıyor, Eylül sonu Ekim başı gibi raflarda olacak ve ben çok heyecanlanıyorum.
Ne kadar sosyal medya sevmediğinizi anladım çünkü telefonunuzu bulduğum zaman, tabii ilk olarak WhatsApp’a baktım size ulaşmak için ve yoktu, aracı olan arkadaşıma tekrar sordum numara doğru mu diye ve eski sistem mesaj attım 🙂
Eskiden ne yapıyorduk? 🙂 Eski dediğim de 3 sene önce mesela …Biriyle muhatap olmak istiyorsam arıyorum. Zaten yazılı haberleşme konusunda bence çok başarılı değiliz. WhatsApp’ta bir de o gruplar yok mu… Aynı anda 30 kişi konuşabilir mi mesela? Şu anda 10 kişi olsak burada birbirimizi dinlemeden konuşabilmemiz mümkün mü? Ondan kaçıyorum. İnat gibi değil, hiç yüklemedim. Zaten yanımdaki birinin mutlaka WhatsApp’ı var, çok gerekli bir durumsa yardım alabiliyorum… İkili ilişkileri çok bozan bir şey oldu sosyal medya.
“HALK KONSERLERİ EN GÜZELİ”
Film ya da dizi?
Televizyonda izliyorum. Her diziye biraz bakıyorum ucundan,çünkü dizi müziği yapıyorum ve çoğu arkadaşım. Film izlerim. İyi film buldum mu kaçırmam. Galalara gidiyorum,hatta son bir senedir sosyal hayatım galalardan ibaret neredeyse.
Kimleri dinlemeyi seviyorsunuz?
Yerli tüm albümleri indirip dinliyorum. Yorum yapabilmem için dinlemem lazım. Kendi kendime kaldığımda eskilere dönüyorum: Kızılok’lara, Sezen’e …Radyoda Ferdi Tayfur’un ‘Dur dinle sevgilim’ şarkısını dinlerken mesela haydi koyalım albüme dedik ve koyduk. Radyodan çok besleniyorum.
Yeni albümde de cover şarkılar olacak mı?
Olacak… Çok bilinmeyen şarkılar seçtik yine. Çok güzel olduğunu düşündüğüm ama hakkını görmemiş çok şarkı var.
Mesleğinizin en keyif aldığınız kısmı sahne herhalde…
Evet, her yere gitmeyi ve sahne yapmayı seven bir grubuz. Kimsenin gitmediği yerlere bile gidiyoruz. Ufacık ilçelere bile... Halk konserleri en güzeli. Birkaç sene önce evde kendi kendine çaldığın bir şarkıyı bir anda 15 bin kişinin söylemesi muhteşem bir duygu.
Modayla alakanız var mı mesela?
Takip etmem, sade şeyler giyerim. Alışverişi hiç sevmem,bana alınanı giyerim. Arkadaşlarım sağ olsun.
Spor?
Fanatik bir taraftar değilim ama Beşiktaşlıyım, o ruhu seviyorum. Beşiktaş’ın demokrat bir ruhu olduğunu düşünüyorum semt olarak… Rakı sofrasıyla iftar sofrası yanyanadır, ama rakı sofrası iftar olana kadar dokunmaz masaya mesela, herkes birbirine saygı gösterir. Futboldan dolayı değil,semtin ruhunu sevdiğim için Beşiktaşlıyım… Bu arada yeni statta maç izlemek keyifli…Snooker izlerim… Mangal başında sohbet de bir nevi hobim 🙂
Bir sohbet daha bitti tatlı anılarla. Eğer siz de aynı şeyleri hissettiyseniz, sarılın telefona; daha çok sesini duymalıyız sevdiklerimizin öyle değil mi? Önümüzdeki sayıda görüşmek üzere…
Bir önceki yazımız olan ZUHAL OLCAY:YETERİNCE EVLENDİM başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.