RÖPORTAJ

Minik Dostlar

Yazar  | 

Kısırlaştırmak ya da kısırlaştırmamak…
İşte bütün mesele bu!

Gözem Uçar,
Pozitif Köpek Eğitmeni

Tüm köpek sahiplerinin vermesi gereken çok kritik bir karardır kısırlaştırma. Eğitim desteği verdiğim köpek sahipleriyle bu konuşmayı yapmaya ve soru işaretlerini gidermeyi çok önemserim. Acaba yapmalı mı, yapmamalı mı? Yapılacaksa ne zaman yapılmalı? Köpeğime bir zararı olur mu? Davranış problemlerini çözmeye ne kadar faydası olur? Kendini eksik hisseder mi? Bunları merak etmeniz ve endişe duymanız çok doğal. Aşağıdaki bilgilerle endişelerinizi ve sorularınızı gidermeyi ümit ediyorum.

Kısırlaştırma nedir?
Kısırlaştırma işlemi, erkek köpeklerde testislerin, dişi köpeklerde ise yumurtalıkların alınması anlamına gelir. Kısırlaştırma, üreme için gerekli olan testosteron ve östrojen hormonlarının seviyesini düşürerek köpeğin üreme yetkinliğinin kalıcı olarak ortadan kaldırılmasını sağlar. Hem erkek hem dişi köpeklerde birkaç saati geçmeyen standart bir ameliyat gerektirir. Sonrasında erkek köpekler birkaç günde, dişi köpekler de 1 hafta ila 10 günde tamamen iyileşir.

Kısırlaştırma gerekli midir?
Kesinlikle evet! Kısırlaştırmanın hem köpeğiniz hem aileniz, hem de toplum için sayısız faydası vardır. Erkek köpeklerde “kızışma” diye bir olgu yoktur, yani yıl boyu çiftleşmeye hazır haldedirler. Ancak siz onun hayatı boyunca en fazla birkaç kez çiftleşmesini sağlayabilirsiniz. Vücudunun ihtiyacı olandan daha az çiftleşmek, köpeğinizin ileride –başta prostat olmak üzere– çeşitli sağlık problemleri geliştirmesine neden olabilir. Dişi köpeklerde ise durum farklıdır. Kısırlaştırılmayan dişi köpekler yılda ortalama iki kez adet görür ve “kızışma” denen üç haftalık süreç yaşanır. Bu dönemde köpeğiniz çevreye feromon yayar ve biz kokusunu alamasak da erkek köpekler bunu yüzlerce metre öteden fark edebilir. Köpeğinizi gezdirmeye çıkardığınızda etrafınızda erkek köpekler belirip birbirleriyle rekabete girebilir. Dişi köpeğinizi bahçede besliyorsanız bir sabah bahçenizde erkek bir köpek bulabilirsiniz. Veya köpeğinizi gezdirirken boş bir anınızdan faydalanıp kaçabilir. Kısırlaştırma, köpeğinizin ileri yaşlarda üreme organları ve hormonal nedenlerle geliştirebileceği sağlık problemlerinin engellenmesini sağlar. Aileniz için en önemli faydası ise davranış problemleriyle ilgilidir. Erkek köpeklerde testosteron seviyesini azaltır. Özellikle ergenlik döneminde yapıldığında köpeğinizin diğer köpeklere ve insanlara hakimiyet kurma eğilimini dizginler, agresyon riskini düşürür.
Tüm bunlara karşın –ve sanılanın aksine– kısırlaştırma, köpeğinizin sizi ve evinizi yabancılardan koruma dürtüsünü, bekçi köpekleri veya av köpekleri gibi çalışan ırkların “çalışma” içgüdüsünü azaltmaz. Hatta çiftleşme ile ilgili herhangi bir motivasyonu olmayan köpek, yapması gereken diğer işlere daha iyi odaklanır.

Bir kez yavrulatsam, sonra
kısırlaştırsam olmaz mı?
Dişi köpeklerde “en azından bir kez anne olmayı tatsın” ilk bakışta çok yanlış bir düşünce gibi gelmiyor. Ama aslında dişi bir köpeği vakti geldiğinde kısırlaştırırsanız, sonrasında östrojen salgılamayacağı, kızışma yaşamayacağı ve çiftleşme dürtüsü hissetmeyeceği için yavrulamamayı bir “eksiklik” olarak hissetmez. Erkek köpeklerde ise yapılacak en doğru şey köpeğiniz çiftleşme duygusunu hiç yaşamadan, mümkün olduğunca erken kısırlaştırmaktır.

Kısırlaştırma kararı, sizden ve köpeğinizden çok daha fazla
canlıyı etkiler
Köpeğinizden yavru aldığınız takdirde onlara en az 7-8 haftalık olana kadar bakmanız gerekir. Doğum ve emzirme sürecinde hem anne hem de yavruların sağlığını muhafaza etmek sizin sorumluluğunuzda olacaktır. Sonra da yavruların ömürlük yuvasını bulmanız gerekir. ‹şin bu kısmı tahmin ettiğinizden çok daha zordur. Çünkü yavru bir köpeği çok istediğini söyleyen bir aile bile, ona bakmanın aslında zahmetli bir iş olduğunu gördüğünde yeni bir yuva aramaya başlar. Bulamadığı takdirde onu barınağa, hatta sokağa terk etmekte sakınca görmeyen insanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Göktürk-Kemerburgaz bölgesi başta olmak üzere ülke genelinde yaşadığımız sokak hayvanları sorununun temelinde bu yatıyor. Bilinçli hayvanseverler olarak sorumluluğumuz öncelikle kendi köpeğimizi, daha sonra imkanlarımız elverdiği ölçüde diğer sokak hayvanlarını kısırlaştırmak olmalıdır.

Bir önceki yazımız olan İyisiyle kötüsüyle Göktürk bizimdir! başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.