İYİ YAŞAM
MUTLU EVLİLİKTEN,SAĞLIKLI BOŞANMAYA
EVLILIĞI, BIRLIKTELIĞI OLUMSUZ KOŞULLARA RAĞMEN SÜRDÜRMEK MI; AYRILIĞA, BOŞANMAYA KARAR VEREBILMEK MI BAŞARIDIR?
BAZI INSANLAR AYRILIĞI BAŞARISIZLIK OLARAK DEĞERLENDIREREK OLMAYACAK BIR ILIŞKIYI MUTSUZ, HUZURSUZ, KADERLERI GIBI
SÜRDÜRMEYI SEÇERLER. BAZILARI BU KEDERI, KADERI DEĞIŞTIRME CESARETINI GÖSTERIRLER.
Evliliği, birlikteliği olumsuz
koşullara rağmen sürdürmek
mi; ayrılığa, boşanmaya
karar verebilmek mi
başarıdır? Bazı insanlar
ayrılığı başarısızlık olarak
değerlendirerek olmayacak
bir ilişkiyi mutsuz, huzursuz,
kaderleri gibi sürdürmeyi
seçerler. Bazıları bu kederi,
kaderi değiştirme cesaretini
gösterirler.
Öncelikle mutlu ilişkileri nasıl
yaratırız? Neden aşk, sevgi, arzu, dostluk,
mutluluk, güven ile başlayan ilişkiler; hayal
kırıklıkları, çaresizlik, kaygı, kırgınlık, küslük ile devam
ediyor? Hangi koşullarla o ilişkiyi kurtarabiliriz; sonrasında
hangi durumlarda ayrılık, boşanma kararı alınır? Çocuklar,
eşler bu duruma nasıl hazırlanır? Şimdi bu soruları sırasıyla
değerlendirelim.
Mutlu birliktelik; erkek ve kadının tüm farklılıklarına rağmen
eşit olunması, alınan kararlarda diğerinin fikrinin alınması, iyi
niyet ve dürüstçe yaklaşım, maddi, manevi konularda ortak
destek, cinsel mutlulukta denge, karşılıklı sadakat, yaşamı
paylaşma ile ömürlük olur.
Çiftlerin mizaçları, genleri ve özellikle kendi geçmiş
aile yaşantıları ile şekillenen kişilik şemaları, onların eş
seçimlerinin de ilişkideki sorunlarının da sebebidir. Depresif
eğilimli kişi, girdiği ilişkiyi de depresyona sokar. Yaşamın
hamilelikten itibaren ilk dönemlerinde başlayan güvenli
bağlanma zorlukları, yetersiz bağlanmaya yol açtığında ilişki
problemleri kaçınılmazdır. Bağımlı, aşırı korumacı büyütülüp
yetersizleştirilen, otoriter ebeveyni olan, istek ve ihtiyaçlarını
karşılamayan, değer vermeyen ebeveyni olan kişilikler bir
araya geldiğinde sorunlar yaşanır.
İlişki ile ilgili en büyük riskler
• Yüksek düzeyde eleştiri ve yargılama
• Kendini bu eleştiriler karşısında savunma çabaları
• Baş edemediği durumda karşılık olarak aşağılama
• Kişinin partnerine karşı umursamaz tutumudur.
İlişkilerinin sağlıklı devamını isteyen bazı
çiftler profesyonel destek için bize
başvururlar. Terapideki işbirliği çift ve
aile terapisinde başarıyı sağlar. Terapi;
iletişim ve sorun çözme becerilerini
geliştirir, kişilik şemalarını fark ederek
iç görü ile değişimi başlatır.
Mutlu birlikteliği sağlamak için
öncelikle yargılama alışkanlığı
durdurulmalıdır.
Eşinizle sağlıklı bağlantı kurmak için,
• Eşinize her gün bir şey için teşekkür edin
• Konuşma dinleme dengesi yaratın. Eşit dinleyip,
eşit konuşun. Tabi ki doğru İletişim yöntemleri ile
konuşun.
• Bağlantı koparsa ilk özür dileyip telafi eden siz olun
• Eşit olmayan işbölümü yerine iş ve sorumlulukları eşit
paylaşın
• Fiziksel olarak dokunun, kucaklayın, temas sağlayın
• Birlikte hayatınızın nasıl olmasını istiyorsanız ilk günlerdeki
sevgi duygunuza yeniden bağlanın, o zamanki düşünceleri
yakalayın
• Kendinize beklentilerle hayal kırıklıkları yaşatmak yerine
yeterince olanı keyifle kabul edin.
• Eşinizin katlandığı şeylere daha çok şefkat ve anlayış
gösterin.
• Karşılıklı isteklerinizi belirterek ve ilişkinize heyecan katarak
cinsel uyumu yakalayın
• Birlikte yemek yemek, tavla oynamak, sinemaya, yürüyüşe,
seyahate gitmek gibi aile ritüelleriniz olsun.
• Neşelenin, daha şakacı olun
• Eşinizi değerli hissettiren yaklaşımınız size mutlu bir ilişki
ortamı sağlayacaktır.
Formül basit: Kişilik engellerini fark et, seçimlerini gerçekçi
yap, taleplerini düzenle, ilişkine yatırım yap.
NEDEN EVLENILIR, NEDEN BOŞANILIR?
Biyolojik motivasyonumuz yani uzun süreli beraber yaşama
isteği, kendi cinsinden nesiller üretme arzusu, karşı cinsle ilişki
hazzı ve beraberliği, kendini koruma arzusudur.
Psikolojik Motivasyonumuz ise arzu duyduğu kişi tarafından
beğenilme, sevilme, sevme ve seçilme, beraberliğinin sürekli
oluşundan duyulan haz ve çocuk sahibi olabilme mutluluğudur.
Sosyal Motivasyonumuzda ise toplumun beklentilerine,
yasalarına uyarak yaşamanın verdiği rahatlık, toplumda kabul
edilen değerlere uymakla kazanılan saygınlık hazzı ve güven
vardır.
Evlilikler, evlenmeye karar veren kişilerin daha mutlu
olacakları beklentisiyle ve geleceğe yönelik pek çok umutla
gerçekleşmektedir. Bununla beraber, ömür boyu sürmesi
umuduyla evlenen eşler arasında çeşitli anlaşmazlık ve
çatışmalar yaşanabilmekte, boşanma eşlerden biri veya
her ikisi tarafından bir seçenek ve çözüm yolu olarak
görülebilmektedir.
Genellikle çatışmalar; dakiklik, temizlik, düzenlilik, itaat,
nezaket, dürüstlük, sadakat, adalet, başarı, tutumluluk,
güvenilirlik, sevgi, saygı, zaman, gelecek umudu, temas,
cinsellik ve inanç konularında olmaktadır.
Evliliğin devamını ilişkiyi yönetme becerisi sağlar. Öncelikle
eşlerin kendi kişilik özelliklerinin farkında olması ve şikayet
ettiği durumun sebebi olup olmadığını değerlendirerek bu
konuları düzeltmesi; sonrasında bir değişiklik yok ve durum
artık katlanılamaz ise ayrılık kararı gerçekçi olur
BOŞANMAYA KARAR VEREBİLME
Sevgi, saygı, dostluk, şefkat, arzu, güven gibi eşleri bir arada
tutan bağlar zayıfladığında, çabalar sonuçsuz kaldığında
ilişki sorgulanır. Ya durum bu şekilde kabul edilir; çocuklar,
ekonomik imkansızlıklar, düzenin devamlılığı gibi nedenlerle
mutsuz evlilikler sürer veya boşanma kararı alınır.
Yapılan araştırmalar sonucunda; Amerika ve Avrupa’da her iki
evlilikten bir tanesi, ülkemizde ise her beş evlilikten bir tanesi
boşanma ile sonuçlanıyor.
HUKUKEN BOŞANMA SEBEPLERI
1. Cinsel sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak evli bir kimsenin
eşinden başka biri ile cinsellik yaşaması
2. Eşlerden birinin diğer eşi öldürmek amacıyla yaptığı her
türlü eylem
3. Eşlerden birinin küçük düşürücü bir suç işlemesi veya
haysiyetsiz bir hayat sürmesi
4. Eşlerden birinin evlilik sorumluluğunu yerine
getirmeyerek, haklı bir sebep olmadan ortak konuta en az 6
ay dönmemesi
5. Evlilik sırasında fark edilen akıl sağlığı, iyileşmenin
olanaksız ve hastalığın çekilmez olduğu durumlar
6. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle, artık
ortak yaşamın sürdürülememesidir.
Eşlerden birinin diğerine karşı psikolojik veya sosyal
şiddet olarak kabul edilecek küfür, hakaret, aşağılama, hor
görme, fiziksel özellikleriyle dalga geçmesi, ailesiyle zaman
geçirmesine yeterince izin vermemesi, kendi ailesiyle daha
çok zaman ayırma baskısı yapması, uykuda horlama, ağız
kokusu gibi durumlara çözüm bulmaması, eşin ailesine veya
önceki evliliğinden olan çocuğuna karşı kötü davranması,
eve sürekli geç gelmesi, iletişim kurmaması, çocuk yapma
isteğine karşı çıkması, dini inanç konusunda baskı kurması,
kumar, alkol, uyuşturucu kullanmaya zorlaması, kişiliğine
müdahale edecek şekilde kıyafetine karışmasıdır.
Aile birliğinin giderlerine katılmaması, zorla çalıştırması,
çalışan eşin tüm parasına el koyması, ev kirasını
ödememesi, kumar alışkanlığı ile aile bütçesini sarsması,
aşırı borçlanması, eşin rızasını almadan aile mallarını, aile
konutunu satması, ipotek koydurması, eşinden izinsiz
kredi kartını kullanması, cüzdanından para alması gibi
davranışlarda bulunması da ekonomik şiddettir.
Eşlerden birinin diğer eşe sevmediğini söylemesi, cinsel
ihtiyaçlarını karşılamaması, bu konuda fiziksel sorunu
varsa tedaviden kaçınması, özel yaşamlarını başkalarıyla
paylaşması, rıza dışı ilişkide bulunması, cinsel yolla
hastalık bulaştırması, sosyal medya üzerinden başkalarıyla
yakınlaşması, cinsel içerikli paylaşımlarda bulunması,
başkasından çocuk yapması, ilişki kurması, hemcinsi ile ilişki
kurması ise duygusal ya da cinsel şiddet olarak kabul edilir.
Bir diğeri ise eşini eve kapatma, aç bırakma, kendisini ve
çocuklarını dövmesi gibi fiziksel şiddet uygulamaktır.
Tüm bunlar evlilik birliğini temelinden sarsan, boşanma
nedenleridir.
Nedeniniz geçerliyse, çabalarınız sonuçsuzsa, problem
çözme beceriniz ve ekonomik gücünüz varsa mutsuz bir
birliktelikten, huzurlu bir bekarlığa adım atabilirsiniz.
Çözümsüz Değilsiniz Çözüm Sizsiniz.
Bir önceki yazımız olan Porsche Cayenne Coupé Türkiye’de satışa sunuldu! başlıklı makalemizde göktürk, göktürk dergi ve intown hakkında bilgiler verilmektedir.